Öncü Eğitimciler
Öğretmen Zümreleri
Eğitim Akademisi
Öğretmenler Odası
Öğretmenim Sempozyumu
Sitelerimiz
Tematik Öğretmen Gezileri
Çözüm Ortaklıkları
Yazar Öğretmenler
Haberler
İncir Çekirdeği
İletişim
Anadolu Faaliyetleri
Uluslararası
Basında Biz
Öncü Çocuk Akademisi
#BeyazTebeşir
Öncü Konuşmalar
Öğretmen Atölyeleri

Eleştiri mi Kompleks mi? - Yrd. Doç. Dr. İbrahim Hakan KARATAŞ

Eleştiri mi Kompleks mi?

Eğitim, değişmez gündemimiz. Sabah olmuyor ki yeni bir tartışma konusu bütün günümüzü ele geçirmemiş olsun. Ulusal sınavlar, öğretmen atamaları, öğretim programları, ders kitapları, öğrenci taşıma hizmetleri, kantinler, yönetici atamaları ve daha niceleri.

Eğitim sistemimizin her alanı sorunlu, her alanı gündem, her alanda ne kadar da çok söyleyecek sözümüz var. Ne var ki eleştirilerimiz, çoğu zaman, hakkaniyet sınırlarını aşıyor, bilimsel yaklaşım içermiyor, sosyal gerçekliklerimizi göz ardı ediyor ve maalesef en kötüsü toplumsal ve kişisel öz saygı ve öz güvenimizin olmadığını gösteriyor.

Eleştirilerimizi, üç gerçekliği göz ardı etmeden dile getirmek daha yapıcı sonuçlara ulaşmamızı sağlayacağı kanaatindeyim.

1. Çok büyük bir eğitim sistemimiz var ve büyük oranda sağlıklı işliyor. Biliyorsunuz ama ben yine de söyleyeyim: Türkiye’de her sabah 100 binden fazla örgün ve yaygın eğitim kurumu, ülkenin her köşesinde güvenle kapılarını açıyor, öğrencilerini karşılıyor ve gün boyu asgari standartlarda eğitim veriyor. Her sabah 1 milyonda fazla öğretim elemanı sınıfa giriyor ve ortalama bir kalitede derslerini yapıyor. Her sabah 25 milyona yakın öğrenci, gidecek bir okul, oturacak bir sıra buluyor. Her birinin ders kitabını, ihtiyacı olanların barınma, beslenme ve giyinme gereksinimlerini tedarik ediyoruz. Gerekirse burs, nakit transferi ya da kredi yoluyla mali destek sunuyoruz.

Her ilimizde bir üniversite var. Bu üniversiteler asgari standartlarda eğitim öğretim hizmetlerini yürütmekteler. Öğretim elemanlarının büyük kısmı yurt dışını görmüş, önemli bir kısmı yurtdışında eğitim görmüştür. Kaldı ki bizde de birçok üniversite yurtdışından daha nitelikli öğretim elemanı yetiştirebilmektedir. Ve öğretim elemanlarımızın büyük bir kısmı yırtdışında da rahatlıkla ders verebilir, araştırma ve yayın yapabilir, proje yürütebilir. Ülkemizdeki en zayıf nitelikte bir üniversite bile, dünyanın 10’da dokuzundaki üniversiteden daha niteliklidir. Öğrenci seçme, yerleştirme, eğitim-öğretim, sınav, disiplin, kampus imkanları vb bakımlardan dünya ortalamasının üstünde standartlara sahiptir. 

Bu kadar büyük bir sistemde meydana gelen aksaklıklar, kazalar, suçlar ve sorumsuzluklar dünya ortalamasının altında kalıyor. Bu durum başlı başına bir başarıdır. Bunu biz eğitimciler, vatandaşlarımızın ödediği vergilerle gerçekleştiriyoruz. Kendimizle, milletimizle ve ülkemizle gurur duyabiliriz.

2. Eğitim çalışanlarımız, işlerini büyük oranda özveriyle yapıyor. Ulusal Öğretmen Strateji Belgesiyle somutlaşan ve resmileşen öğretmen niteliği ile ilgili bir tartışmadır gidiyor. Öğretmenlerin yeteri kadar adanmış olmadığı, alan bilgisi, öğretmenlik bilgisi ve genel kültürlerinin yeterli olmadığı, işlerini hakkıyla yerine getirmediklerine dair yaygın bir söylem ve inanç var. İşin aslının öyle olmadığını, hem kendimden hem de meslektaşlarımdan çok iyi biliyorum. Biz kendimizi geliştirmeye çalışan, işimizi iyi yapmaya çalışan, meraklı, istişareye açık eğitimcileriz. Memleketin en ücra köşelerinde, en zor bölgelerinde okulları açık tutan ve eğitim öğretim hizmetlerini aksamadan yürüten bu genç heyecanlı ve inançlı öğretmenlerdir. İçinde bulunduğum Öncü Eğitimcileri ve Öncü Yöneticileri ve daha birçok STK’yı ve sivil girişimi öğretmenler çekip çeviriyor. Her bir okulda projeler için gecesini gündüzüne katan meslektaşlarımız var. Neredeyse AB’nin en fazla Proje üreten ülkesiyiz. Hatta bana sorarsanız bırakın eksik adanmışlığı, öğretmenlerimizde biraz fazla adanmışlık sözkonusu olduğu için yıpranma ve yorulma çabuk gerçekleşiyor. Daha profesyonel olmaya ihtiyaç duyduğumuzu sanıyorum.

Zannediyor musunuz ki biz öğretmenler ve öğretim üyeleri, dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki eğitim kurumlarında öğretmenlik yapamayız? Her birimiz en iyi okullarda öğretmenlik ve öğretim üyeliği yapabilecek potansiyele ve hazırbulunuşluğa sahibiz. Belki bazılarımızın yabancı dil sorunu olabilir. Ama zaten en gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerin de çoğu başka bir yabancı dil bilmiyor.

Öğretmenlerimizle ve daha zorunu seçen okul yöneticilerimizle gurur duymak için çok daha fazla sebebimiz varken onların motivasyonlarını düşürecek yaklaşımların zarar verici etkisini olduğunu düşünüyorum. Okul yöneticilerimizin nasıl bir fedakarlıkla işlerini yaptıklarını başka bir yazı ile ayrıca ele alacağım.    

3. Eğitim alanındaki sorunlarımız, bütün dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunlardan farklı değildir. Sizce ABD’de eğitim denilince en çok tartışılan konu nedir? Ulusal testler. Başka? PISA testinde neden başarılı olamadıkları. Başka? Öğrencilerin ihtiyaç duyduğu öğrenim kredilerinin yeterli olup olmadığı ve geri ödemeleri. Başka? Müfredat ulusal mı olsun, müfredatta bir standart olsun mu, olmasın mı? Başka? Okul yöneticilerini nasıl yetiştirebiliriz ve atayabiliriz? Başka? Öğretmen ve yönetici maaşları. Başka? Eğitimin finansmanı. Başka? Okulların ve eğitimin bazı vakıf ve düşünce kuruluşları tarafından manipüle edilip edilmediği. Başka? Sendikaların ya da diğer kurumların eğitim politikalarına müdahil tavırları. Başka? Öğrencilerin piyasanın ya da hayatın gerçekleriyle ilişkisiz öğrenme süreçlerine tabi tutulup tutulmadığı…

Modern dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunların tamamı bugün ülkemiz eğitim sistemi için de geçerlidir. Zira bu sorunlar şu ya da bu partinin ürettiği sorunlar değil toplumsal yaşamın değişimi ile ortaya çıkan sorunlardır. Kitlesel, kamusal ve zorunlu eğitim, neredeyse bütün ülkelerde benzer başlıklar altında tartışılmaktadır.

Hal böyle olunca, kendimizi hiçbir iş yapamıyormuşuz gibi aşağılamak, bütün sorunların bize mahsus olduğunu düşünmek öncelikle yeni nesle en fazla vermeyi arzuladığımız milli özgüveni zedelemekte ve onlar da daha hayata atılmadan toplumlarından ve ülkelerinden ve hatta neredeyse ailelerinden utanacak duruma gelebilmekteler.

Sonuç olarak, hem dinimizin tavsiye ettiği hem yönetim kültürümüzün üzerine kurulu olduğu istişare, eleştiri ve daha iyiye dair arayışımızı devam ettirmeli, gördüğümüz eksiklikleri dile getirmeli, mesela YÖK Başkanını dün sunduğu yeni sınav sistemi hakkında, TTKB Başkanını müfredat hakkında, MEB Bakanını TEOG hakkında uyarmaya devam etmeliyiz.

Ancak hiçbir zaman bu ülkenin bizim ana vatanımız olduğunu, bu ülkenin vatandaşlarının ve sahibinin bizler olduğumuzu ve her eleştirimizde biraz da kendimizi eleştirdiğimizi unutmadan.

Yrd. Doç. Dr. İbrahim Hakan KARATAŞ

 

Diğer Yazılar ve Beyaz Tebeşir Sayfası İçin Tıklayınız

Sayfa Görüntülenmesi : 5926
2017-10-13
#BeyazTebeşir Yazı Değerlendirme Formu
Okuduğunuz #BeyazTebeşir yazısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Oldukça Yetersiz Çok Başarılı

Yazının başlığı ile içeriği uyumlu mudur?
Öncü Eğitimciler'i #BeyazTebeşir yazısını okumadan tanıyor muydunuz?
 
 
 
 
   
 

Güncel Öncü Eğitimciler Etkinlikleri



Balkan Turu - 16 - 22 Temmuz 2024
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 2024 Yazı
Tübitak -Teknofest Projeleri - 9 Mart 2024
Bahar Dönemi Okuma - Etkinlik Çalışmaları 2024
Safranbolu ve Kastamonu Gezisi - 27-28 Nisan 2024
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 22-27 Ocak 2024
Eğitim Akademisi 2023 - 2024 Bahar Dönemi Çağrısı
2024 Yarıyıl Tatili Tematik Öğretmen Gezileri
Öncü Eğitimciler Kıbrıs Turu 22-24 Ocak 2024
Gariplerin İzinde Endülüs Gezisi - 24 - 28 Ocak 2024
Eğitici Oyunlar Atölyesi - 25 Kasım 2023
Eğitim Akademisi Okuma - Etkinlik Çalışmaları
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 25-28 Ocak 2023
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 12-14 Kasım 2023
 
 


ULUSLARARASI ÖNCÜ EĞİTİMCİLER DERNEĞİ 2013 - Tel: 0 216 640 10 55 - oncuegitimciler@gmail.com - Site Haritası
 .