Öncü Eğitimciler
Öğretmen Zümreleri
Eğitim Akademisi
Öğretmenler Odası
Öğretmenim Sempozyumu
Sitelerimiz
Tematik Öğretmen Gezileri
Çözüm Ortaklıkları
Yazar Öğretmenler
Haberler
İncir Çekirdeği
İletişim
Anadolu Faaliyetleri
Uluslararası
Basında Biz
Öncü Çocuk Akademisi
#BeyazTebeşir
Öncü Konuşmalar
Öğretmen Atölyeleri

Liseye Geçişte Mümkün ve Adil Olan Nedir? - Muhammet YILMAZ

Liseye Geçişte Mümkün ve Adil Olan Nedir?

Ülkemizde okulların eğitim kalitesi ve imkânları arasındaki farklılıklar devam ettikçe sınav yapmak zorunluluğu vardır. Liseye geçiş için yapılan TEOG ve benzeri sınavların hepsi bilgi ölçmeye yarayan sınavlardır. Amaç bilgiyi ölçmek olunca eğitimimiz ezbere dayalı ve sınav odaklı olmaktan kurtulamamaktadır.  Bu da çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine zarar vermektedir.

Liseye geçiş Türkiye’de olduğu gibi dünyanın her yerinde eğitim sistemlerinin önemli bir sorunudur. Dünyada yaygın olarak; merkezi sınava dayalı, adrese dayalı, okul notlarına dayalı ve bireysel portfolyeye dayalı yerleştirme olmak üzere yaygın olarak dört farklı yöntem uygulanmaktadır. Biz de ya bu yöntemlerin birini/birkaçını birlikte kullanacağız veya yeni ve özgün bir yöntem geliştireceğiz.

Mümkün ve adil olmayanlar nelerdir?

1.  “Liseler kendi sınavını yapsın” önerisi Türkiye şartlarında makul bir çözüm değildir. Diyarbakır’daki bir çocuğun farklı illerdeki liselerin sınavlarına girmek için il il dolaşmasını beklemek ülkemizin gerçeklerinde uzak ve fırsat eşitliğinin önünün tıkayan bir öneridir.

2.  Yozlaşmış bir sistemde okul notların ortalamasına göre liselere öğrenci yerleştirmek büyük bir adaletsizliğe sebep olur. Eğitim sistemimizin en zayıf halkalarından biri de ölçme değerlendirmedir. Notların şişirilmesi çok yaygın bir davranıştır. Hak edenle etmeyenin çoğunlukla birbirine yakın puanlar aldıkları bir sistemi liseye yerleştirmede ölçü almak çalışana, gayret gösterene haksızlık olur. Ayrıca özel okullarda puanların sınırsız şişiriliyor olması bu haksızlığın daha da artmasına sebep olur.

3.  Adrese dayalı olarak liselere öğrenci kabul etmek başarılı öğrencileri başarısızlığa mahkûm etmek demektir. Şehrin bir köşesinde imkânsızlıklar içinde yaşayan, ortaokulu kendi mahallesinde okuyan başarılı bir çocuğa, kalitesi düşük bir liseyi gösterip “şu okula gitmek zorundasın” demek ülkeyi omuzlarında taşıyacak cevherleri heba etmek anlamına gelir. Adrese dayalı sistem sadece okulların kalitesi birbirine çok yakın olan ülkelerde adil bir yöntem olarak uygulanabilir.

4.  Her okulda % 5 veya 10’luk dilime giren öğrencileri sınava alıp diğerlerini de adrese dayalı olarak yerleştirmek adaletsizlik doğurması; 5, 6, 7 ve 8. Sınıflarda yazılı sınav yapılarak yerleştirme yapılmasına yönelik öneriler de eğitim sistemini daha fazla sınav odaklı hale getireceği için kabul edilebilir bir öneri değildir.

Mümkün ve adil olan nedir?

Önce eğitim sisteminin sorunlarını konuşmaya sınavlardan değil sistemin kendisinden başlanması gerektiğini belirmek isterim. Eğitim sisteminin devrim niteliğinde köklü değişikliklere ihtiyacı vardır. Bu konu ile ilgili önerilerimize http://www.oncuegitimciler.org.tr/sayfa.php?id=631 bağlantısından ulaşabilirsiniz.

Liseye geçişin nasıl olması gerektiğini tartışmadan önce eğitimin sınavlardan rant elde eden sektörlerin tasallutundan kurtarmak gerektiğini de ayrıca hatırlatmakta yarar vardır. Peki bugünkü şartlarda mümkün ve adil olan nedir?

1.  Öğrencilerin hepsini Fen, Anadolu ve Sosyal Bilimler gibi liselere yönlendirmek başlı başına bir sorundur. Ülkemizde meslek liselerinin yeterli olmaması da bir sorundur ama asıl sorun başarısız öğrencileri meslek liselerine yönlendirmektir. Doğrusu öğrencileri akademik başarılarına göre liseye yönlendirmek değil, yetenek ve becerilerine göre okullara yönlendirmektir. Bunu yapabilmek için de Temel Eğitimde beceri odaklı bir eğitim düzeni geliştirmek ve uygulamak gerekir.

2.  Her ülkenin kendine özgü şartları vardır. Finlandiya ve Singapur gibi ülkelerin liseye geçiş sistemini örnek gösterip biz de öyle yapalım demek gerçekçi değildir. Bir milyondan az öğrencisi olan Finlandiya ile 20 milyona yakın öğrencisi olan ve nüfus artış hızı yüksek bir ülke olan Türkiye’ye aynı çözümü önermek gerçekçi değildir.

3.  Getirilecek sistem bir yandan üstün zekâlı çocukları değerlendirmeye açık olmalı, diğer yandan da akademik başarı gösteremeyen ama başka yönlerden bu ülkeye faydalı olabilecek çocukları değerlendirmeye yönelik olmalıdır. 

4.  Fen ve Sosyal bilimler liselerinin sayısı sınırlanmalı, hatta azaltılmalıdır. Anadolu liselerinin bir kısmına eskiden olduğu gibi düz lise statüsü verilmeli. Sayıları fen ve sosyal bilimler liselerinden biraz daha fazla olmak üzere mevcut Anadolu Liselerinin statüsü korunmalıdır. Liselerin programları Fen, Sosyal Bilimler, Anadolu, Lise, Meslek Lisesi olarak ayrı ayrı yeniden düzenlenmeli ve okulların kabul ettiği öğrencilerin düzeyine uygun olarak daha hafif programlar uygulanmalıdır.

5.  Eğitim sisteminin temel sorunları çözülünceye kadar adaletli bir yerleştirme için merkezi bir sınav yapılmalıdır. Ancak bu sınav mümkün olduğu kadar öğrencilerin bilgilerini değil becerilerini, muhakeme kabiliyetlerini, eleştirel düşünme düzeylerini, zekâ seviyelerini, anlama ve yorumlama becerilerini ölçmeye ve buna göre yerleştirmeye yönelik olmalıdır. Ölçme ve değerlendirmenin bilimsel ve adil olması için tedbirler alınmalıdır.

6.  Bütünüyle açık uçlu sorulardan oluşan bir sınavı değerlendirmek çok zordur hatta hiç hazırlık yapmadan, uzmanlarını yetiştirmeden, 1 milyon 200 bin öğrencinin sınav kâğıdını adil bir şekilde okumak mümkün değildir. Bu sebeple gelişmiş bilgisayar programlarıyla okunabilecek açık uçlu soruların kullanılması için hazırlık yapılmalıdır.

7.  Liseye geçişin ve sınavların nasıl olması gerektiğine siyasetçiler değil konunun uzmanı eğitimciler karar vermelidir.

8.  Gerek ortaöğretime gerekse üniversiteye geçiş sınavları ile ilgili konunun öğrencileri ve velileri zor durumda bırakmayacak şekilde gündeme getirilmesi ve bu kararların önceden alınması gerekir. Şu anda öğrenciler kendileri için sınava hazırlık planı yapamaz, ders çalışamaz durumdadır; kafaları karışık psikolojileri bozuktur. Çocuklarımıza bunları yaşatmaya biz büyüklerin hakkı yoktur.

Muhammet YILMAZ

Öğretmen/Eğitimci-Yazar

 

Diğer Yazılar ve Beyaz Tebeşir Sayfası İçin Tıklayınız

Sayfa Görüntülenmesi : 5622
2017-10-04
#BeyazTebeşir Yazı Değerlendirme Formu
Okuduğunuz #BeyazTebeşir yazısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Oldukça Yetersiz Çok Başarılı

Yazının başlığı ile içeriği uyumlu mudur?
Öncü Eğitimciler'i #BeyazTebeşir yazısını okumadan tanıyor muydunuz?
 
 
 
 
   
 

Güncel Öncü Eğitimciler Etkinlikleri



Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 2024 Yazı
Tübitak -Teknofest Projeleri - 9 Mart 2024
Bahar Dönemi Okuma - Etkinlik Çalışmaları 2024
Safranbolu ve Kastamonu Gezisi - 27-28 Nisan 2024
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 22-27 Ocak 2024
Eğitim Akademisi 2023 - 2024 Bahar Dönemi Çağrısı
2024 Yarıyıl Tatili Tematik Öğretmen Gezileri
Öncü Eğitimciler Kıbrıs Turu 22-24 Ocak 2024
Gariplerin İzinde Endülüs Gezisi - 24 - 28 Ocak 2024
Eğitici Oyunlar Atölyesi - 25 Kasım 2023
Eğitim Akademisi Okuma - Etkinlik Çalışmaları
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 25-28 Ocak 2023
Öncü Eğitimciler Kudüs Seferleri 12-14 Kasım 2023
İnsanlığın Önderi Öğretmenler İçin - Eğitim Akademisi 2023 - 2024 Çağrısı
 
 


ULUSLARARASI ÖNCÜ EĞİTİMCİLER DERNEĞİ 2013 - Tel: 0 216 640 10 55 - oncuegitimciler@gmail.com - Site Haritası
 .