KAİZEN Felsefesi
ve Eğitim Kurumlarında İyiye Doğru Değişim
KAİZEN FELSEFESİ
Kaizen felsefesi, Japonya’nın rekabetteki başarısının anahtarıdır. Sürekli ve küçük değişimlerle verimliliğin arttırılması amacını taşır. Tertip, düzen, iş güvenliği ve çevreye yönelik olumsuzlukların iyileştirilmesi çalışmalarını da kapsar. Japonlar bu felsefe sayesinde uzun vadeli olarak büyük üstünlükler sağlamıştır.
Kaizen; iş, ev, özel ve sosyal yaşamdaki sürekli iyileştirme faaliyetleridir. “Bugün dünden iyi, yarın bugünden daha iyi olmalıdır” düşüncesini savunan bir inançtır. Kaizen, Japonca ‘Kai’; ‘Değişim’ ve ‘Zen’; ‘İyiye doğru’ kelimelerinin birleşimi olan ‘İyiye doğru değişim’ demektir.
Kaizen felsefesinin dar anlamda tanımı; bir sistemdeki aksaklıkların saptanarak mevcut durumu kökten değiştirmek ve yeni bir yatırıma gitmek yerine, eldeki sistemin ne şekilde iyileştirilebileceğinin araştırılarak küçük adımlarla sistemde düzeltmelerin yapılmasıdır. Batı’da mevcut sistem tamamen yenilenir. Buna inovasyon, yenilik ya da buluş denilir. Kaizen’de ise mevcut sistemde iyileştirmeler vardır. Kaizen felsefesinin Batı çalışma kültüründen temel farkı; Batı inovatif hareketleri için büyük bütçeler ayırırken, Kaizen küçük bütçelerle iyileştirmelerini yapar. Yeni bir yatırımda istenilen sonuca ulaşmak kısa zamanda mümkün olabilirken, Kaizen’de istenilen sonuca ulaşmak biraz zaman alabilir. Bu açıdan Kaizen’i uygulayacak yöneticilerin sonuç odaklı değil, süreç odaklı yöneticiler olması gerekir. Aksi durumda gerekli sabrı gösteremeyecekler ve Kaizen’in sonuçlarını göremeden uygulamaları başarısızlığa sürükleyeceklerdir.
Kaizen bir kişinin başarabileceği bir sistem değildir. Kaizen’in uygulanmasında başarıya ulaşabilmek için hem yöneticiler, hem de iş görenlerin el birliği ile çalışmaları yürütmesi ve birbirlerine destek olması gerekir. Kaizen’in asıl uygulayıcıları iş görenler olmakla birlikte, felsefenin başarıya ulaşabilmesinin en önemli ögesi yöneticilerdir. Çünkü yöneticiler çalışanları hedefe yöneltmeli, onları çalışmaların sonucuna inandırmalı ve sabırla çalışmaların sonucunu beklemelidir. Çalışmaların sonucunu iş görenlerle paylaşmalı, onlara neler başardıklarını göstermeli ve başarılarını ödüllendirerek onları yeni başarılara teşvik etmelidir. İş görenler ise Kaizen’i yaşamlarının bir parçası olarak görmeli, onu hayatlarının her alanında uygulamayı ilke edinmeli, çabalarını esirgememelidir.
Kaizen’in savaş açtığı kavram ‘Muda’dır. Muda kelime anlamı olarak israf, kayıp anlamına gelir. İşletmede yapılan muda; kaynakların katma değer sağlamayan yerlere gitmesi, gereksiz harcanmasıdır. Örneğin Kaizen felsefesine göre yere düşen bir vidayı iş görenin üşenmeden yerden alması, hem o vidanın kaybolmasını önleyecek -maliyeti azaltacak- hem de temizlik işçisinin harcadığı zamanı kısaltarak iş gücü kaybını ortadan kaldıracaktır. Kaizen’in ilk kez uygulandığı yerlerde, hiçbir ciddi parasal yatırım yapılmadan verimlilikte %30, %50 ve hatta %100’e ulaşan artış elde edilebilir.
Kaizen felsefesinde sınıf ayrımı yoktur. Herkesin görüşü sorulur, dinlenir ve parlak fikirler uygulamaya alınır. İş görenlerin önerileri de bunlar arasındadır. Demokratik bir felsefedir. Çalışanlarda işletmeye karşı aidiyet duygusunun oluşmasını sağlar. Kaizen’de paylaşma, önemseme ve adanmışlık önemlidir. Klasik yönetim algısı, çalışanı sürekli denetleyen ve ona güvenmeyen anlayış geçerliliğini yitirmiştir.
Kaizen’e göre işletmede problemlerin çözümü için uğraşanlara “neden” sorusunu bir kez değil, beş kez sormaları söylenir. Çoğu kez, ilk cevap problemin gerçek sebebi değildir. Birkaç kez “neden” sorusunu tekrarlayarak birçok bilgiye ulaşılır ki, bunlardan biri gerçek sebeptir.
EĞİTİM KURUMLARINDA İYİYE DOĞRU DEĞİŞİM
Değişim, bir yasadır. İnsanlar değişir, iklimler değişir, toplumların yaşam biçimi değişir. Tüm değişmelerin temel hareket noktasının “gelişme” olduğu da bir gerçektir. Hiyeroglif yazıdan e-mail ile iletişim sistemine, fermandan internet ilanlarına geçiş bu gelişmelere örnektir. Dünyada 10 milyonuncu telefon abonesine 40 yılda ulaşılmışken, internetteki 10 milyonuncu aboneye 2 yılda ulaşılmıştır.
Okullarda iyiye doğru gelişim gereklidir. Kökten değişim yerine, eldeki sistemi iyileştirme yapılabilir. Eğitim öğretim faaliyetlerinin süreç içerisinde değerlendirilerek gerekli tedbirlerin doğru bir şekilde alınması, zaman ve kaynak israfının önüne geçilmesi, tertip, düzen, iş güvenliği, ödüllendirme, teşvik etme okullarda verimliliği artırır. Sorunların nedenleri aranmalı, beyin fırtınası yapmak için grup çalışmalarına önem verilmelidir. Örneğin, sınıfta okuma ve yazma becerisi zayıf bir öğrenci için “Algılama kapasitesi zayıf, beceriksiz, sorumsuz ve ailesi ilgilenmiyor.” diyerek öğrenciyi kaybetmek yerine, sorunun temel nedenlerini belirleyip gerekli tedbirleri alarak bu öğrenci kazanılabilir. Balık kılçığı diyagramı olarak da bilinen yöntemle, sorun beş ana nedene ayrılmaktadır. Bu ana nedenler de alt nedenlere ayrılmakta ve bu nedenler teker teker analiz edildiğinde sonuca ulaşılmakta, problem çözülmektedir.
Kaizen, kadim kültürümüzde var olan “İki günü birbirine eşit olan zarardadır.” inancı ile örtüşmektedir. O halde eğitim kurumlarımız her gün bir adım daha ileriye gidebilmenin planlarını yapmalıdır. Bu çalışmalar ile eğitim kurumlarımızda verimlilik bilinci ve kültürü son derece gelişecek ve verimli eğitim uygulamaları ile ülkemiz daha ileri noktalara gidecektir.
REFERANSLAR
Kaizen Japonya’nın Rekabetteki Başarısının Anahtarı/Masaaki İmai
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Eğitim Örgütlerinde Değişimin Engel ve Nedenleri/Yrd. Doç. Dr. Fatih Töremen
Toplam Kalite Yönetimi Işığında Okullarda Verimlilik Kültürünün Oluşturulması, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, Kasım 2011/Cihad Şentürk
Kaizen Felsefesi Nedir? Nasıl Uygulanır?/Adnan Kızıltoprak
Bera Zeyneb TÜRKMEN
|