Öncü Eğiticimler Hüdavendigâr’ın Huzurundaydı!
Gönüllü öğretmen ve öğrencilerden oluşan bir grup ile Mayıs ayının dört güzel gününü Balkanlarda geçirdik.
16 Mayıs Perşembe akşamı İstanbul’dan yola çıkıldı.
Güzergâhımız Yunanistan, Makedonya, Kosova ve Bulgaristan olarak belirlendi. Yolumuz üzerindeki İskeçe ve Selanik gezilerek Batı Trakya’da azınlık olmanın tüm zorluklarına rağmen iyi günlerin uzakta olmadığına inanan kardeşlerimizle kucaklaştık, dertlerini dinledik, yürekten dualar ettik. Sımsıkı sarıldık.
Yunanistan’dan Makedonya’ya geçtik. Önce yolumuz üzerinde bulunan Makedonya’nın sevimli kentlerinden Manastır’a uğradık. Manastır’da Atatürk’ün okuduğu askeri liseyi, ardından dedelerimizden kalan camileri ziyaret ettik ve Makedonya’nın incisi Ohrid’e doğru yol almaya başladık. Ohrid’de bizi Fuat Amcamız karşıladı. Yemeğimizi yedikten sonra kendimizi Ohrid sokaklarına bıraktık.
Öğle saatlerinde Ohrid’den ayrılarak Kalkandelen’de (Tetovo) dünyanın en süslü camisini ziyaret etik. Sonrasında Bektaşi Harabati Baba Tekkesinde Cumali Kardeşimiz bizi karşıladı ve geniş bir brifing verdi. Tetovo’nın çiçeği burnunda derneklerinden Vizyon derneğinden Metin Hoxa bize dernek çalışmalarını aktardı ve güzel insanların ülkesi Kosova-Prizren’e doğru yolumuza devam ettik. Prizren’i rehberimiz eşliğinde gezdikten sonra akşam yemeğimiz için Kula Yetima’ya yetimler yurduna ulaştık. Yetimlere sarılarak günü sonlandırdık.
Sabah erkenden Prizren’de kahvaltımızı yaptık. İstanbul Derneği Başkanı İsmail Bey’den Kosova ve derneğinin çalışmaları hakkında bilgilerimizi alarak yola koyulduk. Rotamızın biraz dışına çıkarak Kosova’nın hatta Balkan Özgürlük ateşinin kıvılcımı yakan Âdem Yaşari’nin mezarına uğradık. Bütün bir Yaşari ailesinin şehit edildiği bu özgür insanların köyünden dualarımızı ederek Hüdevendigâr’ın huzuruna geçtik.
Gerçek bir öncünün huzurundaydık. Büyük Sultan Murat Hüdavendigâr bundan yüz yıllar önce barışı buralara taşımıştı. O kavimler mezarlığını andıran balkanlara 500 yıl sürecek bir barış getirmişti. Huzurundan saygıyla ve dualarla ayrıldık, Üsküp’e geçtik. Üsküp gezimizi gerçekleştirdikten sonra otelimize yerleştik.
Üsküp’te sabah Tefeyyüz mektebine ziyarette bulunarak eğitim sistemleri hakkında bilgiler alıp öğrencilerin yanaklarını okşayarak Sofya’ya geçtik. Sofya gezimizin ardından Yüksek İslam Enstitüsünü ziyaret ederek İstanbul’a dönüş yoluna geçtik. 21 Mayıs sabahı sınıflarımızda öğrencilerimiz bizi bekliyordu.
Dönerken Yahya Kemal’in satırlarının anlamını yeniden kavradık.
Bu güzel topraklara bir daha geleceğiz diyerek; bizi el sallayarak uğurlayanlara, güzel insanlara sımsıkı sarılarak öncülerin selamlarını iletmeye niyetlendik…
“Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.”
Bu gezi vesilesiyle;
Öncü Eğitimciler’e kucak açan Yunanistan’da Cemali Abi’ye, Metin KARAHOCA’ya;
Ohrid’de Fuat Amca’ya, Kalkandelen’de Cumali’ye;
Yetimler Evinde Bayram Abi’ye, Prizren’de İsmail Hoca’ya ve Orhan HALİT’e, Balkanların güzel insanı Blerim’e;
Üsküp’te Süleyman BAKİ’ye, Öğretmen Ercan LAMA’ya ve Medadin’e;
Sofya’da Hüseyin KARAMOLLA Abimize ve Dursun Ali TÜRKMEN Hocamıza,
derneğimiz ve katılımcılarımız adına şükranlarımızı sunarız.
|